Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Eylül, 2024 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Biyoetik ve Din İlişkisinin Sosyolojisi: Tarihsel Kökler, Teorik Çerçeveler ve Güncel Yaklaşımlar -5-

  Biyoetik, modern tıp ve biyoteknoloji uygulamalarının etik boyutlarını inceleyen disiplinlerarası bir alandır. İnsan yaşamının değerleri, hakları ve biyolojik müdahalelerin sınırları gibi konular, bu alanın temel odak noktaları arasında yer alır. Dinin, bireylerin değer yargılarını, ahlaki normlarını ve yaşamın anlamını şekillendiren geniş kapsamlı inanç sistemleri olarak, biyoetik süreçlerde önemli bir rol oynadığı kabul edilmektedir. Türkiye bağlamında, İslam dini perspektifinden biyoetik yaklaşımlar, modern tıp uygulamalarının etik sınırlarının belirlenmesinde ve etik karar verme süreçlerinde kilit bir rol oynamaktadır. Bu bağlamda, Çobanoğlu (2012) ve Kılıç (2017) gibi araştırmacılar, Türkiye’deki dini inançların biyoetik kararlar üzerindeki etkilerini detaylı bir şekilde incelemişlerdir. Bu blog yazısında, bu iki çalışmanın bulguları ve Türkiye’de din ile biyoetik arasındaki ilişkinin nasıl şekillendiği üzerine derinlemesine bir analiz sunulmaktadır. Çobanoğlu (2012): Etik v...

Biyoetik ve Din İlişkisinin Sosyolojisi: Tarihsel Kökler, Teorik Çerçeveler ve Güncel Yaklaşımlar -4-

  Almanca literatürde, dinin tıp etiğindeki rolünü ve dinî özgürlüğün biyoetik tartışmalardaki önemini ele alan Goebel (2010) ve Thoma (2015) çalışmalarında, modern Alman toplumunda dinin biyoetik karar süreçlerindeki yeri ve etkisi kapsamlı bir şekilde incelenmiştir. Bu iki araştırmacı, dinin etik karar verme süreçlerindeki normatif gücünü ve dinî özgürlüğün biyoteknolojik ve tıbbi uygulamalardaki rolünü analiz ederek, din ve biyoetik arasındaki karmaşık ilişkiye dair derinlemesine içgörüler sunmuşlardır. Goebel (2010) çalışmasında, Almanya’da dinin tıp etiği üzerindeki etkisini kapsamlı bir şekilde incelemiştir. Çalışma, dinin tıbbi uygulamalardaki etik kararlar üzerindeki direkt etkisini ve bu etkilerin toplumsal yapılarla nasıl yansıdığını ortaya koymaktadır. Goebel, Almanya’daki dini çeşitliliği göz önünde bulundurarak, farklı dini inançlara sahip bireylerin tıbbi karar alma süreçlerindeki tutumlarını analiz etmiştir. Bu analiz, dinin etik normların belirlenmesindeki rolünü an...

Biyoetik ve Din İlişkisinin Sosyolojisi: Tarihsel Kökler, Teorik Çerçeveler ve Güncel Yaklaşımlar -3-

  Heelas ve Hunt (2012), biyoetik alanında seküler etik ile dini inançların etkileşimini kapsamlı bir şekilde ele almışlardır. Bu çalışma, seküler etik ile dini inançların tıbbi etik üzerindeki etkilerini detaylı bir şekilde inceleyerek, iki yaklaşımın nasıl birbirini tamamladığını ya da çatıştığını analiz etmektedir. Heelas ve Hunt’in araştırması, modern toplumlarda etik karar alma süreçlerinin dinamik doğasını ve bu süreçlere etki eden temel faktörleri anlamak adına önemli bir katkı sunmaktadır. Seküler Etik ve Temel Özellikleri Seküler etik, dinî inançlardan bağımsız olarak gelişen ve genel ahlaki prensiplere dayanan bir etik yaklaşımıdır. Bu etik anlayışı, bireysel haklar, özgürlükler ve rasyonel düşünceye vurgu yapar. Seküler etiğin temelinde yer alan prensipler arasında özerklik, adalet, iyilik hali ve zarar vermeme (non-maleficence) gibi değerler bulunmaktadır. Bu değerler, bilimsel veriler ve mantıksal analizler üzerine inşa edilmiştir ve evrensel olarak uygulanabilir olmal...

Biyoetik ve Din İlişkisinin Sosyolojisi: Tarihsel Kökler, Teorik Çerçeveler ve Güncel Yaklaşımlar -2-

  Almanya'da, sekülerleşme teorilerinin ötesine geçerek, dinin modern biyoetik tartışmalardaki rolünü yeniden keşfetmeye yönelik kapsamlı çalışmalar yapılmıştır (Müller, 2020). Geleneksel sekülerleşme teorisi, modernleşme süreciyle birlikte dinin toplumsal ve bireysel hayattaki etkisinin azalacağını öngörmekteydi. Ancak, Müller (2020) tarafından gerçekleştirilen araştırmalar, Almanya'da dinin biyoetik alanındaki etkisinin hala önemli olduğunu ve bu etkinin yeni dinamiklerle şekillendiğini ortaya koymaktadır. Bu çalışmaların temel amacı, dinin etik karar alma süreçlerindeki yerini ve etkinliğini daha derinlemesine anlamaktır. Müller (2020), Almanya'nın dini yapısının çeşitliliği ve sekülerleşmenin farklı boyutlarını inceleyerek, dinin biyoetik tartışmalardaki rolünü yeniden değerlendirmiştir. Araştırmalarında, Almanya'da dini kurumların ve bireylerin tıbbi etik konulardaki tutumlarını belirleyen faktörleri analiz etmiş, din ve sekülerizm arasındaki etkileşimleri gözlemle...

Biyoetik ve Din İlişkisinin Sosyolojisi: Tarihsel Kökler, Teorik Çerçeveler ve Güncel Yaklaşımlar-1-

Bu makale, biyoetik ve din arasındaki karmaşık ilişkiyi sosyolojik perspektiften incelemektedir. Biyoetik, modern tıp ve biyoteknoloji uygulamalarının etik boyutlarını incelerken, din ise bu süreçlerde önemli bir etik norm kaynağı olarak rol oynamaktadır. Makalede, biyoetiğin ve dinin sosyolojik bağlamda etkileşimi, bu ilişkinin tarihsel kökenleri ve güncel din sosyolojisi literatüründeki yansımaları ele alınmaktadır. Bu çalışmada dinin biyoetik karar süreçlerindeki rolü ve bu ilişkinin toplumsal yapılar üzerindeki etkileri tartışılmaktadır. Ayrıca, bu ilişkinin farklı kültürel ve dini bağlamlarda nasıl farklılık gösterdiği, dini çoğulculuk ve dijital dinin biyoetik tartışmalardaki yeri de analiz edilmektedir. Biyoetik ve Din: Temel Kavramlar ve Sosyolojik Bağlam Biyoetik, tıbbi uygulamalar, biyoteknoloji ve sağlık hizmetleri alanındaki etik sorunları inceleyen disiplinlerarası bir alandır. İnsan yaşamının değerleri, hakları ve biyolojik müdahalelerin sınırları gibi konular biyoetiği...

Z Kuşağının Din ile İlişkisinin Sosyolojisi Üzerine

Z kuşağı, genellikle 1990'ların sonu ile 2010'ların başı arasında doğan bireyleri kapsayan demografik grubu ifade etmektedir. Bu kuşak, dijital teknolojinin hayatın her alanına nüfuz ettiği, küreselleşmenin doruk noktasına ulaştığı ve geleneksel kurumların sorgulandığı bir dönemde yetişmiştir. Bu bağlamda, Z kuşağının din ile ilişkisi, sosyolojik araştırmaların önemli bir odak noktası haline gelmiştir. Z kuşağının din ile ilişkisini inceleyen güncel çalışmalar, bu teorik zeminden hareketle, yeni neslin dini tutum ve davranışlarını anlamaya çalışmaktadır. Z kuşağının din ile ilişkisini anlamak için, öncelikle bu kuşağın içinde yetiştiği sosyo-kültürel bağlamı değerlendirmek gerekmektedir. Dijital devrimin getirdiği bilgiye kolay erişim, farklı dünya görüşleri ve yaşam tarzlarıyla karşılaşma imkanı, geleneksel otorite figürlerinin sorgulanması ve bireyselleşme eğiliminin artması, Z kuşağının dini tutumlarını şekillendiren önemli faktörler olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu bağlamda...