Ana içeriğe atla

Kayıtlar

"Spiritüel Ama Dindar Değil": Din Sosyolojisi Perspektifinden Karşılaştırmalı Bir Değerlendirme

Modern toplumlarda, bireylerin geleneksel dini kurumlardan uzaklaşarak daha bireysel, öznel ve deneyim odaklı bir maneviyat anlayışına yöneldikleri sıkça gözlemlenmektedir. Bu yönelim, din sosyolojisi literatüründe genellikle “Spiritüel ama dindar değil” (SBNR – Spiritual But Not Religious) kavramıyla ifade edilir. SBNR yaklaşımı, kurumsal dinin ritüellerinden, dogmalarından veya kurallarından ziyade, kişinin kendi iç dünyasını, kişisel deneyimlerini ve bireysel özgürlüklerini öncelemesiyle öne çıkar. Bu nedenle, son yıllarda giderek büyüyen bir “bireysel manevi arayış” eğilimi dikkatleri çekmektedir. Özellikle Batı toplumlarında 1950’lerden itibaren belirginleşmeye başlayan ve sonrasında küresel bir dalga hâline gelen bu eğilim, dinin toplumsal konumunu ve bireylerin dinle olan ilişkisini yeniden tanımlamaya başlamıştır. Artık “inanmak” eylemi yalnızca bir kuruma ya da geleneksel inanç sistemine bağlılığı değil, aynı zamanda kişinin kendi zihinsel, ruhsal ve duygusal tatminini sağlaya...

GEÇİM SIKINTISI VE BELİRSİZLİK DÖNEMLERİNDE TEVEKKÜL SÖYLEMİ: TEORİK BİR İNCELEME

GEÇİM SIKINTISI VE BELİRSİZLİK DÖNEMLERİNDE  TEVEKKÜL SÖYLEMİ: TEORİK BİR İNCELEME 1. GİRİŞ Toplumsal ve bireysel yaşam, zaman zaman ekonomik krizler, işsizlik ve belirsizlik gibi zorluklarla karşı karşıya kalmaktadır. Bu gibi durumlarda insanlar, manevi ve dini inançlara sarılarak psikolojik bir dayanak arayışına girerler. Tevekkül kavramı, İslam dünyasında Allah'a güvenmek ve ona dayanmak anlamında, bireyin hem ruhsal hem de toplumsal dayanıklılığını sağlayan önemli bir kavramsal ve pratik yaklaşım olarak ortaya çıkmaktadır. Dini inançlar, bireyin yaşamındaki belirsizlikleri anlamlandırmasına ve bu belirsizliklerle başa çıkmasına yardımcı olan güçlü bir araçtır. Tevekkül, insanlara sabır ve dayanma gücü vererek onları moral açıdan desteklemekte ve içinde bulundukları zor koşulları daha kolay kabullenmelerini sağlamaktadır. Bireyler tevekkül sayesinde yalnız olmadıklarını hisseder, kaderin bir parçası olduklarına inanarak yaşam mücadelelerine devam ederler. Toplumlarda tevekkül sö...

Ferdi Baba ve Arabesk Müziğin Sosyolojisi Üzerine

  Ferdi Tayfur, namı diğer Ferdi Baba 02 Ocak 2025 tarihinde vefat etti.Allah rahmet eylesin. Mekanı cennet olsun.Onun ölümünün akabinde sosyal medyada, yazılı ve görsel medyada  hayranlarının çokluğu ve onların Ferdi Baba'nın ölümüne  kitlesel olarak verdikleri vefakar tepki ile ürettiği müzik ve söylem eleştirilere konu oldu. Bazılarına göre Ferdi Baba ağlak bir sanatçı ve yaptığı müzik ise kötüydü. Bu yazıda Ferdi Tayfur'un ürettiği müziğin nasıl bir müzik olduğu; arabeskin gerçekten kitlelerin direniş ve potansiyelini zayıflatıp zayıflatmadığı ile  bir uyuşturucu olup olmadığı konulara değinmeye çalışacağım. Arabesk müzik, 1960'lardan itibaren Türkiye'nin hızlı kentleşme ve modernleşme sürecinde ortaya çıkan, Türk halk müziği, klasik Türk müziği ve Ortadoğu müzik geleneklerinin kent ortamında yeniden yorumlanmasıyla şekillenen özgün bir müzik türüdür. Ferdi Tayfur yaptığı müziğin arabesk olarak isimlendirilmesini kabul etmediğini, bu isimlendirmenin yazar çizer...