Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Mart, 2024 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Tolstoy ve Fromm'dan Yaşamın Anlamına Dair Dersler: İnsan Ne ile Yaşar ve Sahip Olmak ya da Olmak

Lev Tolstoy'un "İnsan Ne ile Yaşar" ve Erich Fromm'un "Sahip Olmak ya da Olmak" eserleri, farklı zamanlarda ve bağlamlarda yazılmış olsalar da, insanın varoluşunun özüne dair derin sorgulamalar içermeleri bakımından dikkat çekicidir. Her iki düşünür de insanın yaşamının anlamını, değerlerini ve kendini gerçekleştirme yolculuğunu mercek altına alır. Tolstoy, manevi değerlere odaklanırken, Fromm, modern toplumun tüketim odaklı yaşam tarzına eleştirel bir bakış sunar. Tolstoy'un "İnsan Ne ile Yaşar" hikayesi, insanın varoluşunun özünü ve yaşamın gerçek anlamını sorgulayan derin bir felsefi eserdir. Hikaye, bir kunduracının hayatı üzerinden, maddi zenginliklerin geçiciliğini ve manevi değerlerin kalıcılığını vurgular. Hikayenin ana karakteri olan kunduracı, zengin bir müşteriden aldığı büyük bir sipariş üzerine, hayatının şansının döndüğünü düşünür. Ancak, siparişi tamamlamak için geceli gündüzlü çalışırken, sağlığını kaybetmeye başlar. Bu süreçte,...

Toplumsal Eleştiriyi Keşfeden Eser: Erasmus'un Unutulmaz Eseri

Erasmus'un 16. yüzyılda kaleme aldığı "Deliliğe Övgü", hiciv ve ironi sanatının bir şaheseri olarak edebiyat tarihindeki yerini almıştır. Bu eser, insanın kusurlu doğasını, toplumsal çelişkileri ve dönemin dinî-ahlaki normlarını eleştirel bir gözle inceleyerek, okuyucuyu derin bir düşünsel yolculuğa çıkarır. Giriş bölümünde, Delilik bir tanrıça olarak kendini takdim eder ve kendi övgüsünü yapmaya başlar. Tüm insanların, hatta tanrıların bile onun etkisi altında olduğunu iddia eder. Delilik, insanların hayatlarındaki en büyük mutluluk kaynağı olduğunu, onlar için birçok fayda sağladığını söyler. Delilik, gençliğin verdiği enerji ve dinamizmden bahseder. Gençlerin, onun sayesinde hayattan zevk aldıklarını, yaşlıların ise onun sayesinde gençleştiklerini ve hayata yeniden bağlandıklarını anlatır. Delilik olmadan insanların hayatlarının sıkıcı, renksiz ve çekilmez olacağını vurgular. Tanrıça, insanların akılcılıktan uzaklaştıkça mutlu olduklarını, akılcılığın insanları mutsuz...

Yapay Zeka Çağında İslam Düşüncesi: Siddiqui'nin Vizyoner Kitabı NAUMAN SIDDIQUI'NIN "YAPAY ZEKA VE İSLAMI DÜŞÜNCE" (ARTIFICIAL INTELLIGENCE AND ISLAMIC THOUGHT) KİTABININ ÖZETI:

  NAUMAN SIDDIQUI'NIN "YAPAY ZEKA VE İSLAMI DÜŞÜNCE" (ARTIFICIAL INTELLIGENCE AND ISLAMIC THOUGHT) KİTABININ ÖZETI: Giriş bölümünde Siddiqui, kitabının temel sorusunu ortaya koyuyor: Müslümanlar, İslami düşünce ve değerler perspektifinden yapay zeka (AI) alanındaki hızlı gelişmeleri nasıl anlamalı ve bunlarla nasıl ilgilenmelidir? Yapay zekanın İslam'la özünde uyumsuz olmadığını, ancak Müslümanların dini ve etik ilkelerine dayanan kendine özgü bir yapay zeka yaklaşımı geliştirmeleri gerektiğini savunuyor. İlk bölümde Siddiqui, yapay zeka teknolojisinin mevcut durumu ve gelecekteki muhtemel gelişmeleri hakkında genel bir bakış sunuyor. Dar yapay zekadan yapay genel zekaya (AGI) ve yapay süper zekaya (ASI) kadar çeşitli yapay zeka sistemlerini tartışıyor. Ayrıca, zeka, bilinç ve ahlaki faillik gibi kavramların doğası etrafındaki temel felsefi ve etik tartışmaların bazılarını vurguluyor.Siddiqui, yapay zeka teknolojisinin hızlı ilerleyişinin Müslümanlar için önemli felse...