Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Kasım, 2024 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

ALGORİTMALARIN SOSYOLOJİK BOYUTLARI ÜZERİNE-4-

  DİJİTAL PLATFORMLAR VE ALGORİTMİK YÖNETİŞİM José van Dijck'in "The Platform Society" (2018) çalışması, platform kapitalizminin yükselişini ve algoritmik yönetişimin yeni formlarını analiz eder. Dijital platformlar, kullanıcı davranışlarını yönlendiren ve şekillendiren algoritmik sistemler aracılığıyla yeni bir gözetim biçimi oluşturmaktadır. Bu durum, Olivier Martin'in "Sociologie des usages numériques" (2019) eserinde tartıştığı gibi, demokratik katılım ve sivil özgürlükler açısından önemli sorular ortaya çıkarmaktadır.Dijital platformlar ve algoritmik yönetişim, modern toplumların sosyal, ekonomik ve politik yapılarını derinden dönüştürmektedir. Van Dijck'in analizi, platform ekonomisinin sadece bir iş modeli değil, aynı zamanda toplumsal ilişkileri ve güç dinamiklerini yeniden yapılandıran bir sistem olduğunu gösterir. Büyük teknoloji şirketleri tarafından yönetilen platformlar, kullanıcıların her hareketini takip eden, analiz eden ve yönlendiren ka...

ALGORİTMALARIN SOSYOLOJİK BOYUTLARI ÜZERİNE-3-

  Algoritmaların Epistemolojisi Rob Kitchin'in "The Data Revolution" (2020) çalışması, algoritmaların bilgi üretimi ve toplumsal anlamlandırma süreçlerindeki dönüştürücü rolünü derinlemesine inceler. Kitchin'e göre, büyük veri ve algoritmik sistemler, geleneksel bilimsel yöntemlerin ve bilgi üretim pratiklerinin ötesine geçen yeni bir epistemolojik paradigma yaratmaktadır. Örneğin, Google'ın arama algoritması, milyarlarca web sayfası arasından "alakalı" ve "güvenilir" içeriği belirlerken, aslında neyin bilgi sayılacağına dair toplumsal anlayışı şekillendirmektedir. Bu algoritma, belirli kaynakları ve bilgi türlerini öne çıkarırken, diğerlerini görünmez kılarak, kolektif bilgi üretimini ve erişimini düzenler. Böylece algoritma, sadece bir arama motoru olmaktan çıkıp, epistemolojik bir otorite haline gelir. Algoritmik sistemlerin bilgi üretimi üzerindeki etkisi, akademik araştırma ve bilimsel çalışma alanında da kendini gösterir. Bilimsel makalel...

ALGORİTMALARIN SOSYOLOJİK BOYUTLARI ÜZERİNE-2-

  KÜLTÜREL AÇIDAN ALGORİTMALAR Dominique Cardon'un "Culture numérique" (2019) eseri, algoritmik sistemlerin kültürel boyutuna odaklanır. Cardon'a göre, algoritmalar sadece matematiksel formüller değil, aynı zamanda kültürel kodların ve değerlerin taşıyıcılarıdır. Bu sistemler, belirli dünya görüşlerini ve yaşam tarzlarını normalleştirme ve yaygınlaştırma potansiyeline sahiptir. Örneğin, YouTube'un öneri algoritması, izleyicileri belirli içerik türlerine yönlendirirken aslında spesifik kültürel tercihleri ve dünya görüşlerini de teşvik eder. Popüler içerik üreticilerinin videolarını daha fazla öne çıkararak, belirli anlatı biçimlerini, estetik değerleri ve iletişim tarzlarını normalleştirir. Bu süreç, küresel ölçekte bir kültürel standardizasyona katkıda bulunur ve yerel kültürel ifade biçimlerini marjinalleştirme riski taşır. Cardon'un analizi, algoritmaların kültürel hegemonyanın yeni bir formu olarak nasıl işlev gördüğünü ortaya koyar. Spotify gibi müzik pla...

ALGORİTMALARIN SOSYOLOJİK BOYUTLARI ÜZERİNE-1-

Günümüz toplumunda algoritmalar, gündelik hayatın neredeyse her alanına nüfuz etmiş durumdadır. Sabah uyandığımız andan gece uyuyana kadar kullandığımız akıllı cihazlardan, tüketim alışkanlıklarımıza, sosyal ilişkilerimizden kariyer tercihlerimize kadar pek çok alanda algoritmik sistemlerin etkisi altında yaşamaktayız. Dominique Cardon'un "Sociologie des algorithmes" (2019) çalışmasında vurguladığı gibi, algoritmik sistemler artık basit hesaplama araçları olmaktan çıkıp, toplumsal düzeni şekillendiren aktif failler haline gelmiştir. Bu sistemler, sosyal medyada gördüğümüz içeriklerden, kredi başvurularımızın sonuçlarına, çevrimiçi alışverişlerde karşımıza çıkan önerilerden, iş başvurularımızın değerlendirilmesine kadar pek çok kritik kararı etkilemektedir. Bu dönüşüm süreci, klasik sosyolojik kavramların ve analiz araçlarının yeniden değerlendirilmesini zorunlu kılmaktadır. Örneğin, toplumsal tabakalaşma, sosyal sermaye, kimlik oluşumu ve güç ilişkileri gibi temel sosyolo...

Yuval Noah Harari'nin "Yapay Zekanın Oppenheimer Anı" Makalesi Üzerine

  Yuval Noah Harari'nin "Yapay Zekanın Oppenheimer Anı" makalesi, yapay zeka teknolojisinin günümüzdeki gelişimini atom bombasının geliştirildiği Manhattan Projesi ile paralel bir şekilde değerlendiriyor. Manhattan Projesi, İkinci Dünya Savaşı sırasında Amerika Birleşik Devletleri'nin öncülüğünde gerçekleştirilen, tarihte eşi benzeri görülmemiş büyüklükte bir bilimsel ve askeri girişimdir. 1942 yılında başlayan ve 1946'ya kadar devam eden bu dev proje, dönemin en parlak bilim insanlarını bir araya getirmiş ve atom bombasının geliştirilmesini hedeflemiştir. Projenin başında bulunan teorik fizikçi J. Robert Oppenheimer'ın liderliğinde, yaklaşık 130.000 kişi bu gizli projede görev almış ve çalışmalar için yaklaşık 2 milyar dolar (günümüz değeriyle 29 milyar dolar) harcanmıştır. Bu muazzam çaba sonucunda, insanlık tarihinin en yıkıcı silahlarından biri olan atom bombası geliştirilmiş ve 1945 yılında Japonya'nın Hiroşima ve Nagazaki şehirlerine atılmıştır. Bu ...