Kış Uykusu Filmi Üzerine
Yaklaşık 4 saat süren
film insanı içine çekiyor ve onu aynanın karşısına geçiriyor. Film uzun
diyaloglarıyla toplumda var olan sınıf çatışmasına varlıklı entelektüel kesimle
fakir ama onur ve gururuna düşkün Anadolu insanının ilişkiler ağı üzerinden
ışık tutuyor. Birey ve toplumun yakıcı sorunlarını uzun ama etkili diyaloglarla
gün yüzüne çıkarıyor.
İnsan hayatta
uğraştığı, yaptığı şeylerle ya kendini bulmak yahut bütün bu uğraşları kılıf olarak
kullanarak kendinden kaçmak ister. İnsan eylemleriyle kendini arar bir
taraftan. Bir kitap okuduğunda, bir film izlediğinde veya bir müzik eseri
dinlediğinde kendi izini sürer. İnsana aradığı, ifade edemediği, gizlediği ve
bir çocuk gibi içinde büyüttüğü ‘kendini’ bulduruyor film.
Diğer taraftan insan
bazen yaptığı, uğraştığı işlerle kendinden kaçmak ister. Yüzleşmek istemediği, geçiştirdiği
ve farklı bahanelerle üzerini örttüğü dert, keder ve sorunlarla karşı karşıya
gelmek istemez. Film bu yönüyle kendinden kaçanları tutup getiriyor, onları
aynaya baktırıyor ve kendilerinden kaçarken nasıl yakalandıklarını onlara aşikâr
ediyor. Arayış ve kaçış insan hayatının bütün serencamının adıdır aslında.
Entelektüel sınıfın
dine ve dindara yaklaşımını aydın-imam ilişkisi üzerinden ustalıkla sahneye
yansıtıyor. Bir yönetmen Anadolu’nun bir köşesinde imamlık yapan kişinin
çekingenliğini, fedakârlığını, çelişkiler yumağına dönen sorunlara çözüm
arayışını, saflığını vb. özelliklerini ancak bu kadar sahici şekilde sahneye
koyabilir.
Filmdeki Uzun
diyaloglardan kısa kesitler....
‘Kendimi kandırma
eşiğim, keşke senin kendini kandırma eşiğin kadar düşük olsaydı.’
‘Yardımlaşmak, aç
köpeğin önüne kemik atmak değildir, En az köpek kadar aç olduğunda kemiği
onunla paylaşmaktır.’
‘Sen acı çekmemek için
kendini kandırmayı tercih ediyorsun.’
‘Sen oyuncu olduğun
için sahici olmayı beceremiyorsun.’
HAYRETTİN GÜL
HAYRETTİN GÜL
Yorumlar
Yorum Gönder