Ana içeriğe atla

ÖNCE İNSAN



ÖNCE İNSAN

Gazetelere ve internet sayfalarına düşen trajik haber aşağıdaki gibiydi:
Dubai'de Asyalı bir adam boğulmakta olan kızına yardıma giden cankurtaranları "erkek dokunmasın" diyerek engelledi. 20 yaşındaki kız hayatını kaybetti
Dubai'de ailesiyle birlikte denize gelen Asyalı bir adam, kızına yardıma koşan erkek cankurtaranlara engel oldu. Emirates 24/7 haber sitesine konuşan arama kurtarma ekibinden Yarbay Ahmed Burkiba "Adam, çocuklarını ve karısını eğlenmek için plaja getirmişti. 20 yaşındaki kız denizde çırpınmaya başlayınca, sahildeki cankurtaranlardan yardım istedi. Fakat Asyalı baba cankurtaranlara şiddet uygulayarak onları engelledi. Uzun boylu ve güçlü bir adamdı. Babasıyla uğraştığımız o kısa zaman içinde kızı kaybettik" dedi. Albay Burkiba, kızın babasının "Yabancı bir adamın kızıma dokunmasındansa, ölmesini tercih ederim" dediğini aktardı. Cankurtaranları engelleyen babanın gözaltına alındığı ve "güvenlik güçlerinin işlerini yapmasına engel olmak" suçuyla yargılanacağı belirtildi. http://www.sabah.com.tr/dunya/2015/08/12/erkek-cankurtaran-kizimi-kurtarmasin
Yuhanna İncil'inde geçen daha sonra kullanımı yaygınlaşan bir cümle vardır: önce söz vardı Onu din ve insan ilişkisi bağlamına şu şekilde uyarlamak istiyorum: Önce İnsan vardı. Hz. Adem yaratılmadan önce din ve peygamberlik söz konusu değildi. Yaratılıştan sonra insanın hayatına biçim verecek, emir yasaklarıyla şekillendirecek, onun hayatına anlam ve semboller bahşedecek ilahi kurallar bütünü olan din, teklife konu edilmiştir. Din insana bir anlam şeması sunuyor, insan böylece içinde yaşadığı hayatı ve olayları bu anlam şemasına yerleştiriyor ve bu şekilde hayatını anlamlandırıyor.
İslam âlimleri  'dini akıl sahibi insanları kendi istekleriyle dünyada ve ahirette iyiliğe ve mutluluğa ulaştıran ilahi bir kurallar bütünü' olarak tanımlamaktadırlar. Bu tanımda öne çıkan bir kaç hususun üzerinde durmak gerekir. Birincisi din akıl sahiplerine yöneliktir. İkincisi din, teklif edilir ama zorlanmaz yani insan dine inanma noktasında özgür iradesi ile karar vermelidir. Üçüncü nokta din hem bu dünyada hem de ahirette iyilik ve mutluluğa ulaştırır. Dördüncüsü ise din ilahidir, yani Allah tarafından belirlenen kurallardan oluşmaktadır.
      Dinin mutluluk ve iyiliğe ulaştırması için onu anlama ve ona yaklaşım biçimi çok önemlidir. Din ve dini referanslara yaklaşım o kadar önemli ki bu konuda ki yanlış ve çarpık anlamalar trajik ve ölümcül vakalara sebep olabilir. Yukarıda bir gazeteden yaptığım alıntıda maalesef böyle trajik bir olay yaşanmıştır. Hiçbir doktor reçetede hastaya zehir olup onu öldürecek bir ilaç yazmaz. Öyle bir din ki amacı her iki cihanda müntesiplerini huzur ve mutluluğa ulaştırmayı va’d ediyor. Bu ne yaman çelişkidir ki yasakları ile bir babanın ciğerparesi olan kızının göz göre göre ölümünü icap ettiriyor..!

Ayet ve hadisleri, fıkhi kuralları lafızcı, bağlam ilişkisinden kopuk ve bütüncül yaklaşımlardan uzak bir şekilde değerlendirmek dünyada farklı şekillerde şiddet ve vahşet olarak tezahür ediyor. Işid, Boko Haram, Taliban vb. kendilerini İslami kimlikle tanımlayan radikal terör örgütlerinin yaptığı başka nedir ki? 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

ANTONY FLEW'İN YANILMIŞIM TANRI VARMIŞ KİTABININ ÖZETİ-1-

                Flew, bu kitabında çocukluğundan itibaren inanç  bakımından yaşadığı tecrübelere yer vererek kısaca ateizmden teizme geçişini anlatıyor. İçinde doğduğu ailenin  Hıristiyanlığa bağlı olduğunu,  babasının vaizlik yaptığını, ayin ve toplantılara katıldıklarını bununla birlikte kendisinin dini bir feyz ve zevke almadığını ifade ediyor. Kitapta ilk önce ateizmi savunan kendi yazdığı eserlere ve onların  temel görüşleriyle bunlara verilen cevaplara  yer veriyor. Yazar, kısaca okumaları ve çalışmalarının kendisini bilimsel olarak benimsediği (öne sürülen iddianın götürdüğü yere gitmek) ilkeyle tutarlı bir biçimde yaşadığı değişimi samimiyetle anlatıyor. Kitap ayrıca ateizm konusundaki temel yaklaşımlara ana hatları ile yer veriyor. Çocukluk ve gençlik yıllarındaki Hıristiyan temelli inançlardan ateizme evirilişinin ilk adımını kötülük probleminin oluşturduğunu söylüyor. O zamanlar ailes...

Şerif Mardin’in ‘Din ve İdeoloji’ Eseri Üzerine

     Din ve İdeoloji kitabı, çapı küçük fakat içerik olarak oldukça geniş ve derin olduğu rahatlıkla söylenebilir. Efradını cami ağyarını mani bir ifade ile alanında tam bir başvuru kaynağıdır.      Yazar, ilk önce ideoloji kavramını  iki ayrı kategoride ele alıyor: Sert ideoloji ve yumuşak ideoloji. “Sert” ideolojiyle, sistematik bir şekilde işlenmiş, temel teorik eserlere dayanan, seçkinlerin kültürüyle sınırlandırılmış, muhtevası kuvvetli bir yapı kastedilirken,  “yumuşak” ideoloji ile de, kitlelerin, çok daha şekilsiz inanç ve bilişsel (cognitive) sistemleri ifade ediliyor. Yazar, ideolojiyi ise kitle toplumunun belirmesiyle beraber önem kazanan inançlar ve idare edilen”lerin arasında yaygın, yönlü, fakat sınırlı, belirsiz fikir kümeleri olarak tanımlıyor. İdeolojiler, siyasi fikir tarihi açısından  uzun zaman, insanların aklını çelen kuraldışı etkenler olarak tanımlanmıştır. [1] Yazar, bilimsellik niteliğinin üç ana...

MEHMET EVKURAN’IN SÜNNİ PARADİGMAYI ANLAMAK ADLI ESERİNDEN

     (Mehmet Evkuran,Sünni Paradigmayı Anlamak, Ankara Okulu Yayınları,2015,3.Baskı) Evkuran, Sünni paradigmayı anlamak adlı çalışmasında Ehli sünnetin siyaset düşüncesinin yapısı ve sorunlarını konu edinmektedir. Bu yazıda daha çok kitaptan alıntılara yer verilecektir. Eser, son yüz elli iki yüz yıl içinde geri kalışımız bağlamında yapılan tartışmaların merkezinde yer alan Sünni düşünceyi konu edinmektedir. Daha önceki yapılan çalışmalarda geleneksel din anlayışı, geleneksel dini düşünce şeklinde eleştirilerin hedefinde olduysa da bu çalışmada zihniyet ve dünya görüşü oluşturucu yanıyla Sünni gelenek, Türkiye’de bir bütün olarak ilk defa derli toplu, eleştirel olarak bir çalışmaya konu edilmiştir. Yazara göre kendini bir hakikat ve dinin en doğru yorumu olarak temellendiren Ehl-i Sünnet söylemi, varlığını tehdit ettiğini düşündüğü yaklaşımlara karşı koyduğu gibi, onu bilimsel/ideolojik bir okumanın nesnesi/konusu yapan yaklaşımlara karşı da kendini savunmaktadır...