Ana içeriğe atla

İnsan Doğasının İki Yüzü: Sahip Olmak mı Yoksa Olmak mı?

 


Sahip Olmak ve Olmak(1976), Erich Fromm'un en önemli eserlerinden biridir ve onun en önemli düşüncelerinin bir sentezini sunar. Kitap, iki temel varoluş durumunu, sahip olma  ve olmayı  karşılaştırır.

Sahip olma modu , dışsal nesnelere ve insanlara odaklanır. Bu modda, insanlar kendilerini sahip oldukları şeylerle tanımlarlar ve değerlerini başkalarının kendilerine verdiği değere göre ölçerler.

Olma modu, içsel deneyime ve kişisel büyümeye odaklanır. Bu modda, insanlar kendilerini oldukları şeylerle tanımlarlar ve değerlerini kendi içsel değerlerine göre ölçerler.


Sahip Olma Modunun Özellikleri


* Dışsal nesnelere ve insanlara odaklanma

* Kendini sahip olunan şeylerle tanımlama

* Değerini başkalarının kendisine verdiği değere göre ölçme

* Maddi başarıya ve statüye vurgu

* Rekabetçilik ve bencillik

* Yabancılaşma ve yalnızlık

* Anlam kaybı


Olma Modunun Özellikleri


* İçsel deneyime ve kişisel büyümeye odaklanma

* Kendini olduğu şeylerle tanımlama

* Değerini kendi içsel değerine göre ölçme

* Yaratıcılığa, sevgiye ve şefkate vurgu

* İşbirliği ve paylaşım

* Bağlılık ve topluluk duygusu

* Anlam ve amaç duygusu


İnsanlar sahip olma modunda maddi başarıya ve statüye vurgu yaparlar çünkü bu şeyler onlara şunları sağlar:


Kimlik ve değer duygusu:Sahip oldukları şeyler, insanların kimliğini ve değerini belirler. Pahalı bir araba, büyük bir ev veya marka giysiler gibi maddi nesnelere sahip olmak, insanların kendilerini daha değerli hissetmelerini sağlayabilir.

Başkalarının takdiri ve saygısı: Maddi başarı ve statü, başkalarının onları takdir etmesini ve saygı duymasını sağlar. Başarılı bir iş insanı olmak, lüks bir arabaya sahip olmak veya ünlü olmak gibi şeyler, insanların başkaları tarafından daha fazla takdir edilmesini ve saygı görmesini sağlayabilir.

Güç ve kontrol duygusu: Maddi başarı ve statü, insanlara güç ve kontrol duygusu verir. Başarılı olmak, zengin olmak veya ünlü olmak gibi şeyler, insanların hayatlarını kontrol edebildiklerini ve başkalarını etkileyebildiklerini hissetmelerini sağlayabilir.


Ayrıca insanlar sahip olma modunda maddi başarıya ve statüye vurgu yaparlar çünkü:


Toplum tarafından teşvik edilirler.

Modern toplum, maddi başarı ve statüyü teşvik eder. Başarılı olmak, zengin olmak ve ünlü olmak gibi şeyler, toplum tarafından değerli görülür ve ödüllendirilir.

Korkudan kaçınırlar: İnsanlar, sahip olma modunda maddi başarıya ve statüye vurgu yaparak, yoksulluk, başarısızlık ve dışlanma gibi korkulardan kaçınabilirler.

Anlam ve amaç ararlar:İnsanlar, sahip olma modunda maddi başarıya ve statüye vurgu yaparak, hayatlarına anlam ve amaç katmaya çalışabilirler.




İnsanlar sahip olma modunda maddi başarıya ve statüye vurgu yaparlar çünkü bu şeyler onlara kimlik, değer, başkalarının takdiri, güç, kontrol, korkudan kaçınma ve anlam duygusu sağlar. Ancak, sahip olma modunun dezavantajları da vardır. Sahip olma modunda yaşayan insanlar, materyalizme ve açgözlülüğe kapılma riski altındadırlar. Ayrıca, sahip oldukları şeyleri kaybettiklerinde, kimliklerini ve değerlerini kaybedebilirler.





 Fromm, kitabında ayrıca modern toplumun sahip olma modunu teşvik ettiğini ve bunun birçok soruna yol açtığını savunur. Bu sorunlar arasında yabancılaşma, yalnızlık ve anlam kaybı yer alır.

Fromm, kitabını bir umut mesajıyla bitirir. O, olma modunun geleceğin yolu olduğunu ve bu modda yaşamayı öğrenerek daha iyi bir dünya yaratabileceğimizi savunur.


Sahip Olmak ve Olmak'ın Önemli Noktaları


* Sahip olma ve olma, iki temel varoluş modudur.

* Sahip olma modu, dışsal nesnelere ve insanlara odaklanırken, olma modu içsel deneyime ve kişisel büyümeye odaklanır.

* Olma modu, sahip olma modundan daha sağlıklı ve üretkendir.

* Modern toplum, sahip olma modunu teşvik eder ve bu birçok soruna yol açar.

* Olma modunda yaşamayı öğrenerek daha iyi bir dünya yaratabiliriz.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

ANTONY FLEW'İN YANILMIŞIM TANRI VARMIŞ KİTABININ ÖZETİ-1-

                Flew, bu kitabında çocukluğundan itibaren inanç  bakımından yaşadığı tecrübelere yer vererek kısaca ateizmden teizme geçişini anlatıyor. İçinde doğduğu ailenin  Hıristiyanlığa bağlı olduğunu,  babasının vaizlik yaptığını, ayin ve toplantılara katıldıklarını bununla birlikte kendisinin dini bir feyz ve zevke almadığını ifade ediyor. Kitapta ilk önce ateizmi savunan kendi yazdığı eserlere ve onların  temel görüşleriyle bunlara verilen cevaplara  yer veriyor. Yazar, kısaca okumaları ve çalışmalarının kendisini bilimsel olarak benimsediği (öne sürülen iddianın götürdüğü yere gitmek) ilkeyle tutarlı bir biçimde yaşadığı değişimi samimiyetle anlatıyor. Kitap ayrıca ateizm konusundaki temel yaklaşımlara ana hatları ile yer veriyor. Çocukluk ve gençlik yıllarındaki Hıristiyan temelli inançlardan ateizme evirilişinin ilk adımını kötülük probleminin oluşturduğunu söylüyor. O zamanlar ailes...

Şerif Mardin’in ‘Din ve İdeoloji’ Eseri Üzerine

     Din ve İdeoloji kitabı, çapı küçük fakat içerik olarak oldukça geniş ve derin olduğu rahatlıkla söylenebilir. Efradını cami ağyarını mani bir ifade ile alanında tam bir başvuru kaynağıdır.      Yazar, ilk önce ideoloji kavramını  iki ayrı kategoride ele alıyor: Sert ideoloji ve yumuşak ideoloji. “Sert” ideolojiyle, sistematik bir şekilde işlenmiş, temel teorik eserlere dayanan, seçkinlerin kültürüyle sınırlandırılmış, muhtevası kuvvetli bir yapı kastedilirken,  “yumuşak” ideoloji ile de, kitlelerin, çok daha şekilsiz inanç ve bilişsel (cognitive) sistemleri ifade ediliyor. Yazar, ideolojiyi ise kitle toplumunun belirmesiyle beraber önem kazanan inançlar ve idare edilen”lerin arasında yaygın, yönlü, fakat sınırlı, belirsiz fikir kümeleri olarak tanımlıyor. İdeolojiler, siyasi fikir tarihi açısından  uzun zaman, insanların aklını çelen kuraldışı etkenler olarak tanımlanmıştır. [1] Yazar, bilimsellik niteliğinin üç ana...

MEHMET EVKURAN’IN SÜNNİ PARADİGMAYI ANLAMAK ADLI ESERİNDEN

     (Mehmet Evkuran,Sünni Paradigmayı Anlamak, Ankara Okulu Yayınları,2015,3.Baskı) Evkuran, Sünni paradigmayı anlamak adlı çalışmasında Ehli sünnetin siyaset düşüncesinin yapısı ve sorunlarını konu edinmektedir. Bu yazıda daha çok kitaptan alıntılara yer verilecektir. Eser, son yüz elli iki yüz yıl içinde geri kalışımız bağlamında yapılan tartışmaların merkezinde yer alan Sünni düşünceyi konu edinmektedir. Daha önceki yapılan çalışmalarda geleneksel din anlayışı, geleneksel dini düşünce şeklinde eleştirilerin hedefinde olduysa da bu çalışmada zihniyet ve dünya görüşü oluşturucu yanıyla Sünni gelenek, Türkiye’de bir bütün olarak ilk defa derli toplu, eleştirel olarak bir çalışmaya konu edilmiştir. Yazara göre kendini bir hakikat ve dinin en doğru yorumu olarak temellendiren Ehl-i Sünnet söylemi, varlığını tehdit ettiğini düşündüğü yaklaşımlara karşı koyduğu gibi, onu bilimsel/ideolojik bir okumanın nesnesi/konusu yapan yaklaşımlara karşı da kendini savunmaktadır...