Ana içeriğe atla

Kayıtlar

SEKÜLERLEŞME KURAMLARI VE DİN ÜZERİNE/HAYRETTİN GÜL

Sekülerleşme kavramı toplumsal kültürel modernleşme için kullanılan yorumlama kategorisidir. Başlangıçta dini-manevi olanın dünyevi duruma transferine denilirken sonraları kilisenin mal varlığının dünyevi taşıyıcılara geçmesini, devlet ve kilisenin birbirinden ayrılmasını ifade etmek için kullanılmıştır. Sekülerleşme kavramı sosyolojik bir kategori olarak ve modernleşme sürecinde dinin rolünü açıklamak için kullanılmıştır. Din sosyolojisinin ortaya çıkışında temel olan bu gelişme Weber’in batılı rasyonelleşme süreçlerini analizinin olağanüstü kısmını oluşturur. Weber’e göre dinin kendisinde (Protestanlık)sekülerleşme eğilimleri vardır. Weber dini talepler ve dünyevi yönelimler arasındaki gerilim alanında ortaya çıkan ahlaki tutumun anahtar rolüne işaret eder. Bu durum bilimsel olarak yorumlanabilir ve artan oranda hükmedilebilir dünyanın kendine ait yasa ve kurallarının olması anlayışını destekliyor. (Fürstenberg, 1994:279-280) Sekülerleşmenin çok farklı anlamları vardır. Bunlardan b...

MODERNLEŞME KURAMLARI ÜZERİNE/HAYRETTİN GÜL

      Sosyolojinin modern topluma geçiş ve bununla bağlantılı sosyal kırılmaları analiz edebilmek için   sarfedilen gayret ve çabaların sonucunda ortaya çıktğı bir vakıadır. Modernleşme kavramı bir çok sosyolog tarafından tanımlanmış ve   farklı biçimlerde değerlendirmeler ortaya çıkmıştır.. Klasik sosyolojide modernizm şimdiye kadarki insanlık tarihinde ortaya çıkan büyük toplumsal gelişme evreleri olarak açıklanmaktadır. Modernizm kavramının orta çağdaki kullanımına bakıldığında ‘Neue’ yeni olan, şimdiye ait olan pozitif; geçmişe ait olanın ise negatif olarak ifade edildiği görülmektedir. Modernizmin evreleri üçe ayrılır: Avrupa merkezli, Batı merkezli ve çok merkezli modernleşme. Modernleşme evre evre yoğunluk ve yaygınlığı artan, büyüyen hızıyla daima artan nüfus oranıyla birlikte geniş toplum kesimlerini etkisi altına alır. Avrupa merkezli modernizm ilk evreyi oluşturur. Modernizmin ne zaman başladığı konusu ihtilaflıdır. Burada iki durum söz konusu...

BOURDİEU’NUN DİNİ ALAN TEORİSİ VE UNSURLARI ÜZERİNE/HAYRETTİN GÜL

    DİNİ ALAN Weber temelde dinin doğasıyla değil, toplumsal eylemin belirli bir çeşidinin koşul ve etkileri bağlamında ilgilenir. Ona göre dini anlamak ancak öznel deneyimler, düşünceler, bireylerin amaçları vb. üzerinden anlam yönünden olabilir. Çünkü dini (eylem)dışsal yönden çok çeşitlilik gösterir. Dinsel veya büyüsel motifli eylem temelde bu dünyaya yöneliktir. Dini veya büyüsel motifli eylem ilk tezahüründe de görece rasyonel eylemdir. Weber’e göre dini veya büyüsel eylem ya da düşünce gündelik amaca yönelik eylem çevresinden ayrı tutulamaz çünkü dini veya büyüsel eylemin hedefleri ağırlıklı olarak ekonomiktir.(Weber, 1922:227-240) Bourdieu Weber’in yukarıda zikredilen dinsel ve büyüsel motifli eylemin temelde bu dünyaya yönelik olması yaklaşımı ve ‘rahip, peygamber [1] ve rahip olmayanlar arasındaki karşılıklı ilişkilerinin incelenmesinin gerekliliği’ fikrinden hareket etmiştir. [2] (Weber,1922:257) Weber, selamet ürünlerinin kullanım tekeline sahip olma mücadele...

Bourdieu'nun Kavramlar Dünyası Üzerine/Hayrettin Gül

      Bourdieu(1930-2002), dünyanın en etkili ama aynı zamanda çokça tartışılan sosyal bilimcilerden biri olarak kabul edilir..(Fröhlich&Rehbein,2014:9) Bourdieu, nesnelcilik ve öznelcilik, sosyal fizik ile toplumsal fenomenoloji arasında bir sentez kurabilmek için habitus, sermaye ve alan kavramlarıyla temellendirilen özgün kavramsal araçlar oluşturur. Bourdieu toplumsal dünyayı öznelerin deneyimleriyle veya özcü yaklaşımlar, tekil olay ve olguların (örneğin: yaş, cinsiyet, meslek vb.) kendi başlarına belirleyici oldukları gibi bir anlayışla çözümlenemeyeceğini, aksine ilişkisel bir epistemolojiyle düşünerek deneyimleri, olay ve olguları çoklu bir metodoloji ile analize tabi tutmak ve aralarındaki bağıntıları çözmek gerektiğini ileri sürer.( Wacquant,2014:61) Bourdieu’nun sosyolojisi, idealizm/materyalizm biçimindeki   klasik kutuplaşmayı, kültürel hayata dair materyalist ama indirgemeci olmayan bir yorumla aşan bir orta yol bulma yönünde cüretkâr bir gir...