Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Tolstoy ve Fromm'dan Yaşamın Anlamına Dair Dersler: İnsan Ne ile Yaşar ve Sahip Olmak ya da Olmak

Lev Tolstoy'un "İnsan Ne ile Yaşar" ve Erich Fromm'un "Sahip Olmak ya da Olmak" eserleri, farklı zamanlarda ve bağlamlarda yazılmış olsalar da, insanın varoluşunun özüne dair derin sorgulamalar içermeleri bakımından dikkat çekicidir. Her iki düşünür de insanın yaşamının anlamını, değerlerini ve kendini gerçekleştirme yolculuğunu mercek altına alır. Tolstoy, manevi değerlere odaklanırken, Fromm, modern toplumun tüketim odaklı yaşam tarzına eleştirel bir bakış sunar. Tolstoy'un "İnsan Ne ile Yaşar" hikayesi, insanın varoluşunun özünü ve yaşamın gerçek anlamını sorgulayan derin bir felsefi eserdir. Hikaye, bir kunduracının hayatı üzerinden, maddi zenginliklerin geçiciliğini ve manevi değerlerin kalıcılığını vurgular. Hikayenin ana karakteri olan kunduracı, zengin bir müşteriden aldığı büyük bir sipariş üzerine, hayatının şansının döndüğünü düşünür. Ancak, siparişi tamamlamak için geceli gündüzlü çalışırken, sağlığını kaybetmeye başlar. Bu süreçte,...

Toplumsal Eleştiriyi Keşfeden Eser: Erasmus'un Unutulmaz Eseri

Erasmus'un 16. yüzyılda kaleme aldığı "Deliliğe Övgü", hiciv ve ironi sanatının bir şaheseri olarak edebiyat tarihindeki yerini almıştır. Bu eser, insanın kusurlu doğasını, toplumsal çelişkileri ve dönemin dinî-ahlaki normlarını eleştirel bir gözle inceleyerek, okuyucuyu derin bir düşünsel yolculuğa çıkarır. Giriş bölümünde, Delilik bir tanrıça olarak kendini takdim eder ve kendi övgüsünü yapmaya başlar. Tüm insanların, hatta tanrıların bile onun etkisi altında olduğunu iddia eder. Delilik, insanların hayatlarındaki en büyük mutluluk kaynağı olduğunu, onlar için birçok fayda sağladığını söyler. Delilik, gençliğin verdiği enerji ve dinamizmden bahseder. Gençlerin, onun sayesinde hayattan zevk aldıklarını, yaşlıların ise onun sayesinde gençleştiklerini ve hayata yeniden bağlandıklarını anlatır. Delilik olmadan insanların hayatlarının sıkıcı, renksiz ve çekilmez olacağını vurgular. Tanrıça, insanların akılcılıktan uzaklaştıkça mutlu olduklarını, akılcılığın insanları mutsuz...

Yapay Zeka Çağında İslam Düşüncesi: Siddiqui'nin Vizyoner Kitabı NAUMAN SIDDIQUI'NIN "YAPAY ZEKA VE İSLAMI DÜŞÜNCE" (ARTIFICIAL INTELLIGENCE AND ISLAMIC THOUGHT) KİTABININ ÖZETI:

  NAUMAN SIDDIQUI'NIN "YAPAY ZEKA VE İSLAMI DÜŞÜNCE" (ARTIFICIAL INTELLIGENCE AND ISLAMIC THOUGHT) KİTABININ ÖZETI: Giriş bölümünde Siddiqui, kitabının temel sorusunu ortaya koyuyor: Müslümanlar, İslami düşünce ve değerler perspektifinden yapay zeka (AI) alanındaki hızlı gelişmeleri nasıl anlamalı ve bunlarla nasıl ilgilenmelidir? Yapay zekanın İslam'la özünde uyumsuz olmadığını, ancak Müslümanların dini ve etik ilkelerine dayanan kendine özgü bir yapay zeka yaklaşımı geliştirmeleri gerektiğini savunuyor. İlk bölümde Siddiqui, yapay zeka teknolojisinin mevcut durumu ve gelecekteki muhtemel gelişmeleri hakkında genel bir bakış sunuyor. Dar yapay zekadan yapay genel zekaya (AGI) ve yapay süper zekaya (ASI) kadar çeşitli yapay zeka sistemlerini tartışıyor. Ayrıca, zeka, bilinç ve ahlaki faillik gibi kavramların doğası etrafındaki temel felsefi ve etik tartışmaların bazılarını vurguluyor.Siddiqui, yapay zeka teknolojisinin hızlı ilerleyişinin Müslümanlar için önemli felse...

Psikanalizden Bir Bakış: Yaşanmamış Hayatların Gizemi

  "Kaçırdıklarımız: Yaşanmamış Hayata Övgü" (orijinal adıyla "Missing Out: In Praise of the Unlived Life") İngiliz psikoanalist ve yazar Adam Phillips tarafından kaleme alınmış bir eserdir. Bu kitap, hayallerimizdeki ve hayal kırıklıklarımızdaki deneyimlerin, gerçekte yaşadığımız hayat kadar önemli olduğu tezini işler. Phillips, insan deneyiminin kaçınılmaz bir parçası olan 'kaçırılmış' fırsatlar ve gerçekleşmeyen potansiyeller üzerine düşünmeyi önerir.   Adam Phillips'in "Kaçırdıklarımız: Yaşanmamış Hayata Övgü" kitabı, insanların yaşanmamış hayatlarının (yani, hayal ettikleri ama gerçekleşmemiş olan yaşamlarının) gerçekleşen yaşamları üzerindeki etkilerini ve önemini irdeler. Phillips, düş kırıklıklarımızın, başarısızlıklarımızın ve yaşanmamış hayatlarımızın, bizi biz yapan şeyler olduğunu savunur. Phillips, özellikle edebiyat ve psikanaliz pratiğinden örneklerle, insanların nasıl bir hayat hayal ettiklerini ve bu hayallerin gerçek yaşam karş...

Francis Collins'in Keşif Yolculuğu: Tanrı'nın Dili Kitabından İzler

  Francis Collins, Tanrı'nın Dili kitabında kişisel deneyimini anlatmaktadır. O, DNA'nın keşfinin kendisinin hayatını nasıl etkilediğini ve onu Tanrı'ya olan inancını nasıl güçlendirdiğini anlatmaktadır. Collins, çocukluğundan beri bilime ilgi duyuyordu. O, lisedeyken bile genetikle ilgilenmeye başlamıştı. Collins, üniversitede biyoloji okudu ve daha sonra tıp fakültesine gitti. Tıp fakültesinden sonra, Collins genetik alanında araştırma yapmaya başladı. Collins, 1984 yılında Ulusal İnsan Genomu Araştırma Enstitüsü'nün (NHGRI) direktörü oldu. NHGRI, insan genomunun dizilenmesi projesinden sorumluydu. Collins, insan genomunun dizilenmesi projesinin tamamlanmasında önemli bir rol oynadı. İnsan genomunun dizilenmesi projesi, Collins'in hayatında önemli bir dönüm noktası oldu. Collins, insan genomunun dizilenmesinin, DNA'nın yapısının ve işleyişinin inanılmaz derecede karmaşık olduğunu gösterdiğini fark etti. O, DNA'nın yapısının ve işleyişinin tesadüfen oluşmu...