Ana içeriğe atla

Bir Güvenlik Robotu, Kendisini Fıskiyelere Atarak İntihar Etti!

Robotlar intihar eder mi? Bu viral olan görüntülerden sonra robotların da intihar ettiğine inanacaksınız.
Yakında daha çok göreceğimiz güvenlik robotlarından birisi bugün intihar etti. Sosyal medyada viral olan bu görüntüler, güvenlik için tasarlanmış bir robotun insanlara ne kadar benzediğini gözler önüne seriyor.
GMMB politik danışmanlık şirketinde çalışan Knigtscope K5 isimli robot, insanlara asistanlık hizmeti veriyordu. Kendisini neden suya attığı bilinmeyen robotun bu kadar ünlenmesini sağlayan asıl olay ise yüzlerce insanın robotun bu görüntüleri ile ilgili dalga geçmesi oldu.
Robotun GMMB’de görev yaparken sıkılıp işi bırakması, ya da sıcaklardan bunalıp kendisini havuza atması ile ilgili sayısız gönderi paylaşan insanlar, bu gönderilerle haberi viral yapmayı başardılar.
Teknik açıdan bakıldığında neden havuza düştüğü bilinmeyen robotun yakında havaalanlarında hizmete girmesi bekleniyor. K5’in intihar edip etmediğini bilemeyiz, ancak bu düşüş robotun geleceği açısından pek iyi olmamış gibi gözüküyor.
1.52 cm’lik robotun 136 kilogram ağırlığı bulunuyor. Daha çok uzay roketlerine benzeyen tasarımı ile dikkat çeken Knigtscope K5'in suya karşı dayanıklı olup olmadığı ne yazık ki bilinmiyor. Ne dersiniz, belki de sadece serinlemek istemiştir.
Kaynak:http://www.webtekno.com/bir-guvenlik-robotu-kendisini-fiskiyelere-atarak-intihar-etti-h31353.html

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

ANTONY FLEW'İN YANILMIŞIM TANRI VARMIŞ KİTABININ ÖZETİ-1-

                Flew, bu kitabında çocukluğundan itibaren inanç  bakımından yaşadığı tecrübelere yer vererek kısaca ateizmden teizme geçişini anlatıyor. İçinde doğduğu ailenin  Hıristiyanlığa bağlı olduğunu,  babasının vaizlik yaptığını, ayin ve toplantılara katıldıklarını bununla birlikte kendisinin dini bir feyz ve zevke almadığını ifade ediyor. Kitapta ilk önce ateizmi savunan kendi yazdığı eserlere ve onların  temel görüşleriyle bunlara verilen cevaplara  yer veriyor. Yazar, kısaca okumaları ve çalışmalarının kendisini bilimsel olarak benimsediği (öne sürülen iddianın götürdüğü yere gitmek) ilkeyle tutarlı bir biçimde yaşadığı değişimi samimiyetle anlatıyor. Kitap ayrıca ateizm konusundaki temel yaklaşımlara ana hatları ile yer veriyor. Çocukluk ve gençlik yıllarındaki Hıristiyan temelli inançlardan ateizme evirilişinin ilk adımını kötülük probleminin oluşturduğunu söylüyor. O zamanlar ailes...

Şerif Mardin’in ‘Din ve İdeoloji’ Eseri Üzerine

     Din ve İdeoloji kitabı, çapı küçük fakat içerik olarak oldukça geniş ve derin olduğu rahatlıkla söylenebilir. Efradını cami ağyarını mani bir ifade ile alanında tam bir başvuru kaynağıdır.      Yazar, ilk önce ideoloji kavramını  iki ayrı kategoride ele alıyor: Sert ideoloji ve yumuşak ideoloji. “Sert” ideolojiyle, sistematik bir şekilde işlenmiş, temel teorik eserlere dayanan, seçkinlerin kültürüyle sınırlandırılmış, muhtevası kuvvetli bir yapı kastedilirken,  “yumuşak” ideoloji ile de, kitlelerin, çok daha şekilsiz inanç ve bilişsel (cognitive) sistemleri ifade ediliyor. Yazar, ideolojiyi ise kitle toplumunun belirmesiyle beraber önem kazanan inançlar ve idare edilen”lerin arasında yaygın, yönlü, fakat sınırlı, belirsiz fikir kümeleri olarak tanımlıyor. İdeolojiler, siyasi fikir tarihi açısından  uzun zaman, insanların aklını çelen kuraldışı etkenler olarak tanımlanmıştır. [1] Yazar, bilimsellik niteliğinin üç ana...

MEHMET EVKURAN’IN SÜNNİ PARADİGMAYI ANLAMAK ADLI ESERİNDEN

     (Mehmet Evkuran,Sünni Paradigmayı Anlamak, Ankara Okulu Yayınları,2015,3.Baskı) Evkuran, Sünni paradigmayı anlamak adlı çalışmasında Ehli sünnetin siyaset düşüncesinin yapısı ve sorunlarını konu edinmektedir. Bu yazıda daha çok kitaptan alıntılara yer verilecektir. Eser, son yüz elli iki yüz yıl içinde geri kalışımız bağlamında yapılan tartışmaların merkezinde yer alan Sünni düşünceyi konu edinmektedir. Daha önceki yapılan çalışmalarda geleneksel din anlayışı, geleneksel dini düşünce şeklinde eleştirilerin hedefinde olduysa da bu çalışmada zihniyet ve dünya görüşü oluşturucu yanıyla Sünni gelenek, Türkiye’de bir bütün olarak ilk defa derli toplu, eleştirel olarak bir çalışmaya konu edilmiştir. Yazara göre kendini bir hakikat ve dinin en doğru yorumu olarak temellendiren Ehl-i Sünnet söylemi, varlığını tehdit ettiğini düşündüğü yaklaşımlara karşı koyduğu gibi, onu bilimsel/ideolojik bir okumanın nesnesi/konusu yapan yaklaşımlara karşı da kendini savunmaktadır...