Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Aralık, 2023 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

İnsan Doğasının İki Yüzü: Sahip Olmak mı Yoksa Olmak mı?

  Sahip Olmak ve Olmak(1976), Erich Fromm'un en önemli eserlerinden biridir ve onun en önemli düşüncelerinin bir sentezini sunar. Kitap, iki temel varoluş durumunu, sahip olma  ve olmayı  karşılaştırır. Sahip olma modu , dışsal nesnelere ve insanlara odaklanır. Bu modda, insanlar kendilerini sahip oldukları şeylerle tanımlarlar ve değerlerini başkalarının kendilerine verdiği değere göre ölçerler. Olma modu, içsel deneyime ve kişisel büyümeye odaklanır. Bu modda, insanlar kendilerini oldukları şeylerle tanımlarlar ve değerlerini kendi içsel değerlerine göre ölçerler. Sahip Olma Modunun Özellikleri * Dışsal nesnelere ve insanlara odaklanma * Kendini sahip olunan şeylerle tanımlama * Değerini başkalarının kendisine verdiği değere göre ölçme * Maddi başarıya ve statüye vurgu * Rekabetçilik ve bencillik * Yabancılaşma ve yalnızlık * Anlam kaybı Olma Modunun Özellikleri * İçsel deneyime ve kişisel büyümeye odaklanma * Kendini olduğu şeylerle tanımlama * Değerini kendi içsel değ...

Eric Fromm'un Özgürlükten Kaçış Kitabının Özeti

  Özgürlükten Kaçış  Erich Fromm'un en önemli eserlerinden biridir. Kitapta Fromm, insanların özgürlükten neden kaçtıklarını ve bunun sonuçlarını analiz eder. Fromm, özgürlüğü şöyle tanımlar: Özgürlük, kişinin kendi kaderini tayin etme ve kendi hayatını yaşama yeteneğidir. Fromm'a göre, özgürlük iki temel unsuru içerir: Olumlu özgürlük: Olumlu özgürlük, kişinin kendi istek ve arzularına göre hareket etme yeteneğidir. Bu, kişinin kendi kararlarını alma, kendi hayatını yaşama ve kendi kaderini tayin etme hakkına sahip olması anlamına gelir. Olumsuz özgürlük:Olumsuz özgürlük, kişinin dışsal baskılardan ve kısıtlamalardan özgür olması anlamına gelir. Bu, kişinin başkalarının kontrolünden, baskısından ve zorlamasından bağımsız olması anlamına gelir. Fromm'a göre, özgürlük, insan varoluşunun temel bir özelliğidir. İnsanlar, kendi kaderlerini tayin etme ve kendi hayatlarını yaşama özgürlüğüne sahiptirler. Ancak, birçok insan bu özgürlükten korkar ve ondan kaçmaya çalışır. Fromm, i...

Dijitallesme ve Din İlişkisi Üzerine

  Dijitalleşme, son yıllarda hızla gelişen ve hayatımızın hemen hemen her alanında etkisi olan bir olgu oldu. Dijitalleşme, bilginin ve iletişimin dijital teknolojiler aracılığıyla üretilmesi, paylaşılması ve kullanılması sürecidir.Bir başka ifadeyle dijitalleşme bir toplumun geleneksel iletişim yöntemlerinden ziyade daha çok dijital teknolojilere dayalı iletişim yöntemlerini kullanmasıdır. Bu teknolojik ilerlemeler, insanların iletişim şekillerini, bilgiye erişimlerini, eğitim, iş hayatı ve kültürel değerleri yeniden şekillendiriyor.  Sosyoloji teorileri dijitalleşme konusunda şunları belirtmektedir: 1. Medya Etkisi Teorisi: Medyanın tüketici davranışlarını ve toplumun sosyal yapısını etkilediği varsayımına dayanmaktadır. 2. Aktör Ağı Kuramı: Dijital dünya, sürekli olarak genişleyen bir aktör ağı olarak tanımlanır ve bu nedenle dijitalleşme, aktörler arasındaki bağları daha da güçlendirir. 3. Yapısalcılık Teorisi: Dijitalleşme, toplumun kimliğini, kültürünü, inançlarını ve de...

Joker Filmi ve Toplumsal Damgalanma Üzerine

 "Joker", 2019 yılında çıkış yapan, yönetmenliğini Todd Phillips'in üstlendiği ve Joaquin Phoenix'in başrolde yer aldığı bir film. Bu film, Gotham City'nin ünlü kötü karakteri Joker'in orijin hikayesini anlatan bir psikolojik gerilimdir.  Öncelikle, filmi öne çıkaran en güçlü yönü kesinlikle Joaquin Phoenix'in çarpıcı oyunculuğudur. Phoenix, Joker karakterini canlandırarak performansıyla büyüleyici bir etki yaratıyor. Olağanüstü bir fiziksel dönüşüm geçiren oyuncu, Joker'in derinliklerine inmeyi başarıyor ve karakterin karmaşık duygusal dünyasını izleyiciye aktarıyor. Phoenix'in performansı, izleyiciyi Joker'in iç dünyasına sürüklüyor ve filmi bir oyuncu şovuna dönüştürüyor. Filmdeki senaryo da oldukça dikkat çekici. Todd Phillips ve Scott Silver tarafından kaleme alınan hikaye, Joker'in yavaş yavaş deliliğe sürüklenişini ve toplumdaki adaletsizliklere olan tepkisini ustaca işliyor. Joker'in karakter gelişimi, doğru zamanda sunulan geri...

Hayatın Anlamına Dair İki Kitap: insanın Anlam Arayışı ve Hayatın Anlamı

Hayatın Anlamına Dair İki Kitap: İnsanın Anlam Arayışı ve Hayatın Anlamı Hayatın anlamı, insanlığın varoluşundan beri tartışılan bir konudur. Filozoflar, din adamları, sanatçılar ve bilim insanları, yüzyıllardır bu soruyu yanıtlamaya çalışmışlardır. Hayatın anlamı üzerine yazılmış iki önemli kitap, Victor Frankl'ın "İnsanın Anlam Arayışı" ve Terry Eagleton'ın "Hayatın Anlamı"dır. Bu iki kitap, hayatın anlamını farklı bakış açılarından ele alır. Frankl'ın "İnsanın Anlam Arayışı", insanın varoluşsal psikolojisini temel alan bir kitaptır. Frankl, kitabında, insanın temel varoluşsal ihtiyacının anlam arayışı olduğunu savunur. Frankl'a göre, insan, sadece hayatta kalmak için değil, aynı zamanda anlamlı bir yaşam sürmek için çabalar. Frankl, bu iddiasını, Nazi toplama kamplarındaki deneyimlerini anlatarak destekler. Frankl, kamplarda bulunduğu süre boyunca, insanların anlam arayışı sayesinde hayatta kalabildiklerini gözlemler. Frankl'a göre, ...

Byung-Chul Han'ın Palyatif Toplum Kitabı Üzerine

 Palyatif Toplum, Byung-Chul Han tarafından yazılan ve Metis Yayınları tarafından Türkçeye çevrilen bir kitaptır. Kitabın konusu, günümüzde acıya karşı duyulan korku ve kaçınma eğilimidir. Yazar, bu korkunun hem bireysel hem de toplumsal düzeyde olumsuz sonuçlar doğurduğunu savunur. Acının yaşamın ve siyasetin bir parçası olduğunu, acı çekmenin insanı olgunlaştırdığını ve yaratıcı kıldığını ileri sürer. Kitap, acının felsefi, psikolojik, kültürel ve politik boyutlarını ele alır. Kitapta kısaca şu konulara yer veriliyor: - Algofobi – Acı Korkusu: Yazar, günümüzde acıya karşı genel bir korku ve kaçınma eğilimi olduğunu, bunun da sürekli bir anesteziye yol açtığını belirtir. Acı yaratacak her durumdan kaçınıldığını, aşk acılarına bile şüpheyle bakıldığını söyler. Algofobinin toplumsal alana da yansıdığını, acı verici tartışma ve çatışmalardan uzak durulduğunu, uyum ve uyuşmanın baskın olduğunu ifade eder. Algofobinin siyasete de sirayet ettiğini, siyasetin palyatif bir alana yerleştiğ...

Thomas Bauer'in "Müphemlik Kültürü ve İslam - Farklı Bir İslam Tarihi Okuması" Kitabının Özeti

  Bu blog yazısında, Thomas Bauer'in "Müphemlik Kültürü ve İslam - Farklı Bir İslam Tarihi Okuması" adlı kitabının özetini sunmaya çalışacağım. Kitap, İslam tarihinin ve kültürünün, Batı medeniyetinin aksine, müphemliği kabul eden ve çeşitliliği teşvik eden bir anlayışa sahip olduğunu savunuyor. Kitabın ana teması, İslam'ın 19. yüzyıla kadar "müphemlik kültürü" olarak tanımladığı bir kültürü temsil ettiği, ancak sonrasında Batı'nın etkisiyle "kesinlik kültürü"ne dönüştüğüdür. Bu değişim, İslam'ın zenginliğini, esnekliğini ve toleransını kaybetmesine yol açmıştır. Kitap, müphemlik kültürünün özelliklerini ve örneklerini dört bölümde ele alıyor. Birinci bölümde, müphemlik kültürünün dil ve edebiyat alanında nasıl tezahür ettiğini gösteriyor. İslam edebiyatında, şiirlerin çok anlamlı olması, farklı yorumlara açık olması ve belirsiz kalmayı tercih etmesi yaygındır. Ayrıca, dilin kuralları ve grameri de kesin olmaktan çok esnek ve değişkendir. B...