Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Çin’de bir e-ticaret firması, geliştirdiği insansız kara aracı robot kurye ile kargo taşımacılığı hizmeti vermeye başladı.

Merkezi ülkenin başkenti Pekin'de bulunan e-ticaret firması Jindong, robot kurye ile ilk kargoyu kentin Haydien bölgesindeki Renmin Üniversitesine gönderdi. Saatte 3-4 kilometre hızla ürünü alıcı adresine götüren robot kurye, tek seferde yaklaşık 50 kilogram kargo taşıyabiliyor. Robot kurye olarak adlandırılan araçlar, lazer radar ve kamera donanımına sahip. Bu sayede aracın, yoldaki engebeli yerlerden kaçınma ve trafik ışıklarını tanıma özelliği bulunuyor. Robot kurye, kargonun gideceği adrese ulaşmak için en uygun rotayı takip ederek ürünü adrese ulaştırmadan 5 dakika önce alıcıya mesaj gönderiyor. Alıcı insansız araç içindeki ürünü yüz tanıma sistemi veya bir kod yardımıyla teslim alıyor. E-ticaret firması Jindong, bu sene robot kurye filosunu 100’e çıkarmayı ve başkent Pekin, Şaanşi eyaletinin Şian, Cıciang eyaletinin Hangcou kentlerinde kullanmayı hedefliyor. Kaynak:http://www.ntv.com.tr/teknoloji/internetten-alisveristerobot-kurye-hizmeti,KwE274jCzkKHCWU9pfh_Vg...

Bir Güvenlik Robotu, Kendisini Fıskiyelere Atarak İntihar Etti!

Robotlar intihar eder mi? Bu viral olan görüntülerden sonra robotların da intihar ettiğine inanacaksınız. Yakında daha çok göreceğimiz güvenlik robotlarından birisi bugün intihar etti. Sosyal medyada viral olan bu görüntüler, güvenlik için tasarlanmış bir robotun insanlara ne kadar benzediğini gözler önüne seriyor. GMMB politik danışmanlık şirketinde çalışan Knigtscope K5 isimli robot, insanlara asistanlık hizmeti veriyordu. Kendisini neden suya attığı bilinmeyen robotun bu kadar ünlenmesini sağlayan asıl olay ise yüzlerce insanın robotun bu görüntüleri ile ilgili dalga geçmesi oldu. Robotun GMMB’de görev yaparken sıkılıp işi bırakması, ya da sıcaklardan bunalıp kendisini havuza atması ile ilgili sayısız gönderi paylaşan insanlar, bu gönderilerle haberi viral yapmayı başardılar. Teknik açıdan bakıldığında neden havuza düştüğü bilinmeyen robotun yakında havaalanlarında hizmete girmesi bekleniyor. K5’in intihar edip etmediğini bilemeyiz, ancak bu düşüş robotun geleceği açısın...

Sahibinin eziyetine dayanamayan robot intihar etti!

Robotlar ilerleyen yıllarda insanlığın sonunu hazırlayacak mı bilinmez ama bugünün robotları şimdilik 'intihar etmeyi' yeğliyor. Avusturya'da yaşanan ilginç olayda iRobot isimli elektrik süpürgesi kapalı konumdayken birden çalışmaya başladı. Kendisini ocağa doğru sürükleyen robot sonunda ocaktaki ateşin üzerine gelmesiyle alev aldı. Mutfakta ufak çaplı bir yangın çıkaran robot kullanılamaz hale gelirken, olay yerine intikal eden itfaiye ekibi yangına anında müdahale etti. Ev sahibinin robotu terk ettiğinde kapalı bıraktığında ısrarcı olduğuna dikkat çeken itfaiye eri Helmut Kniewasser cihazın kendi kendine çalışmasına anlam veremediğini ifade ederken, evin komşuları ise 'intihar eden' robotun ailece çok fazla çalıştırıldığını robotun buna dayanamayarak kendini yok etmiş olabileceğini esprili bir dille anlattı. Kendini imha  robot kullanılamaz hale geldi Kaynak: http://www.hurriyet.com.tr/sahibinin-eziyetine-dayanamayan-robot-intihar-etti-25163183

İSRAF ve BİZ

İsraf ve Biz     İnandığımız din yani dini mübini İslam  bizlere insan, toplum, hayat, dünya vb. konularda feraset ve basiret içeren bir perspektif verir. Bu perspektif ya da adına ne derseniz deyin bakış açısı veya dünya görüşünü oluşturan kaynak ve referanslar çok önemlidir. Eğer söz konusu bakış açısı Kitap, sahih sünnet ve aklı temel alıyorsa hikmete isabet etmiş demektir. Hikmet nazarıyla kavramlara, olay ve olgulara, insan ve yaşama bakıldığında bir şefkat, merhamet, saygı, sevgi hak, adalet vb. temel ahlaki unsurları kapsayan bir itidal ve denge dünyasıyla karşılaşırız.      Dinimizin temel referanslarından ve aklın ölçülerinden hareket edildiğinde inanma, konuşma ve eylem konusunda dinin, aklın veya örfün uygun gördüğü ölçülerin dışına çıkmak israf olarak tanımlanmıştır.   Yani israf bizim günümüzde anladığımız gibi sadece yeme-içme konusunda değil, hayatın neredeyse bütün alanlarında olan ve olabilen bir meseledir. İsra...

ÜÇ BÜYÜKLER -2- FERDİ BABA

Bu yazıyı yıllar önce yazmıştım. 02 Ocak 2025 tarihinde Ferdi Baba vefat etti.Bu dünyadan bir güzel adam geçti. Olduğu gibi kalbi dilinde olan samimi bir insan. Bu samimiyet ve içtenliğin şarkılarına sirayet ettiği büyük usta. Allah rahmet eylesin. Başımız sağolsun Ferdi Tayfur’un dinlediğim ilk albümü ‘Allahım Sen Bilirsin’ idi. ‘Gönüllerin nuru sensin/sevenlere çare sensin/güldür garipler sevinsin/Allahım sen bilirsin’ nakaratı ve Ferdi babanın yağ gibi akan yakıcı sesiyle kendimden geçer daha çok dinlemek isterdim.  Ferdi Tayfur’un sahip olduğu yağ gibi akan yakıcı sesi karşılaştığı sıkıntı ve çektiği dertlerin ocağında pişerek olgunlaştırdığı söylenebilir. Tıpkı Mevlana’nın kamışın Ney’e dönüşümünün hikâyesinde anlattığı gibi. Nitekim daha küçük yaşlarda babasının öldürülmesi, geçim derdi nedeniyle eğitime devam edememesi ve çalışmaya başlaması gibi sebeplerle hayatın güçlükleri ile erken yaşta yüzleştiği görülmektedir. Okumak, eğitimli olmak onun içinde her zaman bir ...

Seksenler Dizisi Üzerine

Ailemle Almanya’da ikamet ederken  başlamıştı Seksenler. Bir Anadolu ailesinin anne, baba ve çocuk rolleri ile kardeşler, komşular ve mahalleli arasındaki ilişkiler eksik ve fazlasıyla çok güzel bir biçimde ekranlara aktarılıyordu. Cumartesi günlerini geçmişin izlerinin takip edileceği bir zaman dilimi haline getirmişti adeta. Başladığından bu yana ailecek izlediğimiz bir yapım oldu Seksenler. Özellikle mahallenin üzerine kurulduğu merkezi aile ve mahallelinin  örnek tavır ve davranışlarıyla her hafta birey ve toplumun bir sorununa odaklanması en azından haftada bir gün içimizde taşıdığımız ama unutulmaya yüz tutmuş sevgi, şefkat, yardımlaşma, dayanışma, fedakarlık, birlik, beraberlik vb. niteliklerin bir kez daha farkına varmamıza yol açıyordu. Ortaya konulan yapımı daha çekici kılan unsurlar elbette içinde barındırdığı başta komedi, dram vb. unsurlar gelmektedir. Sahici ilişkiler ve olayların örgüsüne dayanan dizide  başta komedi ve lirizm zenginlik katıyordu. Her...

ÜÇ BÜYÜKLER -1- MÜSLÜM BABA

70’li yıllardan itibaren Anadolu insanının acı ve hüzünlerine, sevgi ve mutluluklarına en iyi tercüman olan Baba lakabını hakkıyla elde etmiş öne çıkan sanatçılar olmuştur. Bu babalar yaptıkları müzik biçimi, giyim kuşam tarzları, tüketim alışkanlıkları, entelektüel seviyeleri vb. açılardan kendisini hep merkezde özne olarak görmüş olanlar tarafından sınıfsal bir kategoriye maruz kalmışlardır. Tercihleri, beğenileri ve kültürel yaşam formları kerameti kendinden menkul muktedirler tarafından horlanmış ve aşağılanmıştır. 2000’li yıllara kadar hep çevrede ya da periferide kalmak zorunda bırakılmış toplumsal kesimler ile onların baba diyerek samimi ve sıcak ilişkiler  kurduğu şahsiyetler aynı kaderi yaşamışlar ve belirli bir süre kenarda bırakılmışlardır. İster çevre ister kenar ne denilirse denilsin burada kültürel tercih ve beğenileri bir tahakküm aracına  dönüştüren seçkinler ile  kendi tercih ve beğenilerini merkeze koyarak diğerlerini arabesk, varoş müziği, k...