Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Adı üstünde:İmam-ı Azam (5)

Muhammed Bakır h. 114   yılında vefat etti.Muhammed Bakır gayet derin bilgi sahibi idi. Anlaşıldığına göre Ebû Hanîfe, Ehl-i re'y ve kıyası kullanmasıyla öne çıktığı ilk zamanlarda onunla görüşmüş ve buluşmuştur. Ve ilk defa buluşmaları da, Ebû Hanîfe'nin Medine'yi ziyareti sırasında Medine'de   olmuştur. Zira rivayet olunduğuna göre Muhammed Bakır ilk görüştüklerinde ona : — Sen ceddim Re5ûlullâh'ın dînini ve Hadîslerini kıyasla değiştiriyormuşsun? demiş, Ebû Hanîfe de:   — Allah korusun, böyle bir şey nasıl olur? demiş. — Belki değiştirdin. — Lâyık olduğunuz makamınıza oturunuz, ben de bana yakışır şekilde yerime oturayım, zira benim size hürmetim var, hayatında Ashabı arasında muhterem olan ceddiniz hürmetine, sîzlere hürmet etmeğe hepimiz borçluyuz. Bunun üzerine Muhammed Bakır oturdu. Ebû Hanife de onun önüne diz çöktü. Ve arada şu konuşma cereyan etti; Ebû Hanîfe : — Size üç sualim var, onlara cevap lütfedin diye söze başladı. Evvelâ:   — Kadın...

Adı üstünde:İmam-ı Azam (4)

İmam-ı Azam’a göre fıkıh dindir, dîni anlamaktır. Başka düşüncelerin altında kalan kimse bunu elde edemez. Yalnız hakkın peşinde   koşan kimse ona yol bulur, hakikat öyle nazlı bir sevgilidir ki, kendini ona tam vermeyene râm olmaz. Hakikat âşığı bu yolda kendisi galip gelmiş, mağlûp düşmüş onun için hep birdir. Yeter ki hakikat meydana çıksın. Mademki hakikat meydana çıkmıştır, öyle ise o galip demektir. Çünkü aradığı budur. Münazara ve mübahasede hasmı onu ikna ederse hakikat meydana çıktı diye yine sevinir, mağlûp da olsa hakikati anladı diye kendini galip sayar. Hakkı aramaktaki ihlâstan dolayıdır ki, kendi görüşünün mutlaka hak olduğunu ileri sürüp iddia etmiyor, şöyle diyordu: «Bizim görüşümüz budur. Buulaşabildiğimiz en güzel görüştür. Kim ki bizim bu kavlimizden daha iyisini bulursa doğru olan odur.» Kendisine :   — Ya Ebû Hanîfe, bu verdiğin fetva şüphe götürmez bir hakikat mıdır? dediler. — Bilmem vallahi, dedi. Belki de şüphe kaldırmaz bir bâtıl olabilir! ...

Adı üstünde:İmam-ı Azam (3)

Emevîler zamanında ayaklanan Hâricilerden Dahhak Küfe mescidine baskın yaptı. Onlara göre, Hâricilerden başka Müslümanların kanı helâldi. Ebû Hanîfe'nin karşısına geçip : — Tevbe et, dedi. O da: — Neden tevbe edeyim? dedi. — Neden olacak, Hz. Ali ve Muâviye ihtilâfından hakemleri caiz görmeden tevbe edeceksin! — Beni öldürecek misin, yoksa münazara mı yapacaksın? — Münazara yapalım. — Münazara yaptığımızda birşey hakkında ihtilâf edersek seninle benim aramda hakem, arabulucu kim olacak? — İstediğin birini göster. Ebû Hanîfe Dahhâk'ın adamlarından birine: — Şuraya otur bakalım, ihtilâf edersek ihtilâf ettiğimiz şey hakkında bizim aramızda hakemlik yapacaksın, dedi. Sonra Dahhâk'a dönerek: —Aramızda bunun hükmüne razı mısın? diye sordu. O da — Evet deyince : — işte hakemliği sen de caiz gördün, kabul ettin, dedi. — Dahhâk buna diyecek bir şey bulamıyarak sustu.  M. Ebu Zehra'nın Ebu Hanife Kitabından...

KORONAVİRÜS HASTALIĞI

Koronavirüs ya da corona virüsü kuşlarda ve memelilerde hastalıklara neden olan virüs çeşitlerindendir. Söz konusu virüsün insanlarda nezle rahatsızlıklarının çoğunluğuna neden olmasına rağmen insanlarda genellikle ciddi bir sorun oluşturmadığı şeklinde değerlendirmeler yapılmaktadır. Bununla birlikte çok sık rastlanmayan MERS-CoV ,  SARS-CoV  ve  2019-nCoV gibi nadir görülen koronavirüs tipleri ölümle sonuçlanan solunum yolu enfeksiyonlarına neden olabilir. Koronavirüsler hayvanlarda farklı şekillerde kendini gösterebilir. Örneğin ineklerde ve domuzlarda ishale, tavuklarda ise üst solunum yolu enfeksiyonlarına yol açar. Koronavirüsüne neden olan virüs, mikroskopla bakıldığında taca benzediği için   koronavirüs olarak isimlendirilmiştir. Gelinen noktada koronavirüsün yol açtığı hastalıklara karşı üretilmiş bir aşı veya antiviral ilacı henüz mevcut değildir. 2019-nCoV olarak isimlendirilen koronavirüsü ilk olarak Çin’in Vuhan şehrinde tespit 2019 yılın...

TOKAT MERKEZDE YER ALAN DOKUZTAŞLAR MEZARLIĞINDAKİ MEZAR TAŞLARI ÜZERİNE

Kültürümüzü yansıtan en önemli unsurlardan biri mezarlardır. Mezarlar, hem etnik ve kültürel hem de dini geleneklerin harmanlandığı mekanlardır. Mezar kavramı Türkçede kabir kelimesi ile eş anlamda kullanılmasına rağmen özellikle ziyaret edilen önemli kişilerin kabirlerini (ziyaretgâh) ifade eder. Arapçada ölünün gömüldüğü yere kabir olarak ifade edilir. Bununla birlikte Türkçede mezar kelimesi kabir anlamında daha çok kullanılır olmuştur. Kabirle ilgili inançların muhtemelen tek ortak noktası ölü bedenden bir an önce uzaklaşma isteğidir. Ayrıca kabirlerin simgesel anlamı topluluğun yapısında önemli bir işlev üstlenmiştir. Kabirler bir yandan öteki dünyaya açılan kapılar, diğer yandan ölümü hatırlatan âbideler hüviyetine bürünmüştür. Tokat merkezde yer alan mezarlıklardan biri Dokuztaşlar mezarlığıdır. Bu mezarlık şehrin doğusunda Gıj Gıj Dağı eteğinde kurulmuştur. Günümüzde de kullanılan mezarlıkta az sayıda Osmanlı dönemine ait mezar taşları görülmektedir. Mezarlığ...

ANTONY FLEW'İN YANILMIŞIM TANRI VARMIŞ KİTABININ ÖZETİ-2-

Flew, Tanrının varlığına vurguda bulunan bilim adamlarının görüşlerine yer verir. Kuantum hipotezini ilk ortaya koyan Max Planck, "Din ile bilim arasında asla gerçek anlamda bir zıtlık olamaz, çünkü biri diğerinin tamamlayıcısıdır," diyerek açık biçimde bilimin dini tamamladığını ileri sürmüştü Paul A. M. Dirac, ise "Tanrı üst düzey bir matematikçidir ve evreni yaratırken ileri düzeyde matematik kullanmıştır" şeklinde bir ifadede bulunmuştu. Charles Darwin de bu bilim adamlarından yıllar evvel benzer bir görüş dile getirmişti: ‘[Mantık bana] içerisinde belirsizliğin veya gerekliliğin sonucu olarak geçmişe ve geleceğe bakabilme kabiliyeti bulunan insanların olduğu bu uçsuz bucaksız ve olağanüstü evreni anlayabilmenin aşırı zorluğunu, hatta olanaksızlığını anlatmaktadır. Böyle düşündüğüm zamanlarda kendimi, bir ölçüde insanlarınkine benzeyen akıllı bir kafaya sahip ilk Neden'e (Tanrı) başvurmak zorunda hissediyorum; sanırım Tanrı'ya inanan biri olarak adlandı...

ANTONY FLEW'İN YANILMIŞIM TANRI VARMIŞ KİTABININ ÖZETİ-1-

                Flew, bu kitabında çocukluğundan itibaren inanç  bakımından yaşadığı tecrübelere yer vererek kısaca ateizmden teizme geçişini anlatıyor. İçinde doğduğu ailenin  Hıristiyanlığa bağlı olduğunu,  babasının vaizlik yaptığını, ayin ve toplantılara katıldıklarını bununla birlikte kendisinin dini bir feyz ve zevke almadığını ifade ediyor. Kitapta ilk önce ateizmi savunan kendi yazdığı eserlere ve onların  temel görüşleriyle bunlara verilen cevaplara  yer veriyor. Yazar, kısaca okumaları ve çalışmalarının kendisini bilimsel olarak benimsediği (öne sürülen iddianın götürdüğü yere gitmek) ilkeyle tutarlı bir biçimde yaşadığı değişimi samimiyetle anlatıyor. Kitap ayrıca ateizm konusundaki temel yaklaşımlara ana hatları ile yer veriyor. Çocukluk ve gençlik yıllarındaki Hıristiyan temelli inançlardan ateizme evirilişinin ilk adımını kötülük probleminin oluşturduğunu söylüyor. O zamanlar ailes...